Perilerin dansı @ Kapadokya


ve tekrar Acemi Kalem'in elinden Kapadokya'dayız...

Tatil dönüşü, içimde her zamanki gibi tatlı bir hüzün var. Tatil bitti ama evime ve sevdiklerime geri döndüm. (Son gün insan hem dönmek istemiyor hem de evini ve sevdiklerini istiyor. nasıl bir ikilemdir bu?) Keyifli bir 4 günün ardindan günlük rutinlerime geri dönduüm. Daha önceden söz verdiğim gibi tatil izlenimlerimi paylaşacağım bu yazımda. Belki bu büyülü yere yolunuz düşer. Öncelikle kaldığımız otel çok otantik, küçük, sıcak ve hoş bir oteldi. Her odanın konsepti bir diğerinden farklıydı. 5 çift gittiğimiz için her odayı gezdim hepsi de birbirinden değişik idi. Bizim oda samanlık odasıydı. Ahşap bir tavan, eski ama ruhu olan eşyalar, ahşap koca bir yatak, güzel bir şömine ile romantik olduğu kadar karakteri olan bir odaydı. Kaldığımız otelin ismi Kelebek Otel'di. çok sevdiğim arkadaşlarım trip-advisor'dan bulmuşlar bu oteli. HeR İKİSİNE de burdan teşekkür. Hayatımda hiç hamama girmemiş ben, tam iki kere otelin hamamını kullandım. Çok da zevkliymiş (kese, köpük, masaj derken yolculuğun tüm yorgunluğu üstümden kalktı). Otelden ayarladığımız tüm turlar ve rehberlik hizmetinden de çok memnun kaldık. Rehberimiz genç, dinamik, bilgili ve anlatımı iyi olan biriydi. (ismi Mustafa Kürşad Turgut - gidecek olan herkese tavsiye ederim) aynı zamanda ikinci gün yaptığımız balon turunda balonu kullanan pilottu. (Montunu çıkardığında pilot üniforması vardı- anlayacağınız gerçek bir pilot).

1. gün: Otele vardıktan sonra, sıcak çaylarımızı yudumlarken kahvaltımızı edip programımızı oluşturduk. Heyecanlı bir başlangıç yaparak ATV kiralayıp, Aşk vadisine kadar tür yaptık. Maalesef bu geziden anladım ki ben iyi bir ATV sürücüsü değilim, zırt pırt yolan çıkıp uçurumların eşiğinden döndüm. Sağolsun kuvvetli arkadaşlarım her seferinde beni girdiğim garip yerlerden çıkarıp kurtardılar hatta bana kendi ATVlerini bile verdiler. Yaklaşık iki saat süren turun ardından geç bir öğlen yemeğini ve sonrasında Hamam sefası yaptık. Akşam hiç beklemediğimiz bir şekilde süper bir yemek yedik. Gittiğimiz restoranın adı Orient'ti. Testi kebabı, kiremitte et ve mermerde pişmiş bonfile mükemmel tatlardı. Mezelerin ve şarabın da hakkını vermek lazım...

2. gün: Sabah 5'te kalkıp güneşe sıcak bir merhaba demek, ve hayatımıza bir ilk daha eklemek için Balon turuna çıktık. Önceden anlattığım gibi pilotumuz hem çok deneyimli hem de çok iyiydi. Yaklaşık 1 saat balon turu ile vadilerin aralarında dolaştık, biraz teknik öğrendik (balon işine girsek mi diye düşündük-planlar yaptık) Güneşe merhaba dedikten sonra yere indik şampanya ile inişimizi kutladık ve sertifikalarımızı aldık. Sonra otele dönüp üzerimizdeki fazla katları attık, sıcak çaylarımızı içtik, deli gibi kahvaltı ettik ve tekrar yola çıktık. (Bu arada benim tanımadığım ama ünlü bir model olan Shalom Harlow ve heyeltraş Dustin Yellin ile tanıştık) Otelden çıktıktan sonra Kaymaklı'ya yer altı şehrini görmeye gittik. Gerçekten çok değişik şeyler öğrendim. İnsanlar yer altı şehrini şarap yapmak ya da düşmanlardan saklanmak için kullanıyorlarmış. İnsan her koşula ayak uyduruyor tek diyebileceğim bu. Kaymaklı'dan çıktıktan sonra, Avanos'a çömlekçilere gittik. Geçen sefer deneyememiştim çok içimde kalmıştı, sevgili arkadaşlarım bana hak tanıdılar ve hayatımda ilk defa çömlek yapmayı denedim. Çok zevkli bir şey çamura şekil vermek. Öğlen çok güzel ev yemekleri yapan bir lokantaya gittik. Yerin ismi Aravan Evi (gitmeden mutlaka yer ayırtmak lazım). Yemekler tek kelime ile süperdi. Şişkin karınlarımızla, Asmalı Konak dizsinin çekildiği oteli de gidip gördük. Bir de Rum mahallesini ziyaret ettik. Akşamüstü şarap tadımına gittik. (ama çok da başarılı bulmadık) Sonrasında otelde biraz dinlenip tekrar yemeğe gittik. Bu sefer Local diye bir yerde yedik. (Çok yemek yemişiz tekrar anladım her 3 cümleden 1 tanesi yemek ile ilgili)

3. gün: Yine güne erken başladık. Adını hatırlamadığım eski bir manastırı ziyaret ettikten sonra Ihlara Vadisi'ne trekkinge gittik. Keyifli ve azıcık yorucu bir yürüyüşten sonra (tabi arada bir de kilise gezdik) yine yeniden yemek yedik :) (Yemeğin unutulmazı hiperaktif garsonumuz Osman'dı). Sonrasında mantar şeklindeki peribacalarını gördük. Ama günün en hit olayı dervişlere yaptığımız ziyaret oldu. 1 saatlik çok özel bir Sema ayinine tanık olduk. Aşk romanı'nı yeni okuduğum için özellikle keyif aldım. Daha sonra tahmin edersiniz ki yine yemeğe gittik. Bu sefer AlaTurka diye bir yerde yedik. (İlk geldiğimiz günden beri bize tavsiye edilen bir yerdi ama bence muhteşem değil)

4. gün: Son gün yine erken kalkıp bu sefer Göreme açık Hava Müze'sini gezdik. Gezi bittikten sonra otele dönüp check out ettik. sonra gezmeye devam :) Bir halı dokuma merkezi'ne gittik. Halı nasıl dokunur, ipek nasıl elde edilir gibi süreçleri izledik. Hiç aklımızda yokken kendimize güzel bir de kilim aldık :)... Sonrasında Ürgüp'te biraz dolaşıp dönüş yoluna geçtik. Dönüşün hit yeri Kaşık-La oldu. Kayresi mantısı ile mideleri doldurduk...İşin özü birçok güzel anılarla birlikte eve döndük, bol kilo almış olarak. Birçok ilke imza attık...
Etiketler: , edit post
1 Response

Yorum Gönder