kalbim Symi'de kaldi...
00:58
Symi...
yaz ayları geldi bile neredeyse!
ve hatta herkesin tatil planları sonlanmak üzere...
herkes gitmek istediği yeri belirledi...
artık biletler alındı...
bu yazımı henüz programı olmayanlara yazıyorum! :)
illa sevgili şart değil...
yalnızsanız kafa dinlersiniz...
alırsınız kitabınızı, kafanızı, kalbinizi, bikinilerinizi...
oranın sessiz, eğlenceli, durgun sularına kendinizi bırakırsınız...
gitmediyseniz, bilmiyorsanız...
gitmeyi düşünüyorsanız ve acaba?? diyorsanız!
durun! düşünmeyin...
sadece gidin...
bu ada gerçekten rüya gibi...
uyandığınızda ben gerçekten burada mıyım? diyorsunuz kendi kendinize...
küçük bir ada... biz 1 gece 2 gün oradaydık...
değer miydi sorusuna cevap vermeme gerek yok...
yukarıyı okumuşsanız.. :)
ve şimdi... eeen başa dönüyorum...
Marmaris'teydik...
Symi'ye yelkenli küçük bir tekneyle gittik...
hiç rüzgar olmadığı için ne yelkenlimizin bir anlamı oldu ne de boş yere geçen saatlerimizin :) rüzgar olsa 1-2 saat max. süren yolculuk bizim tekneyle 5 saat sürdü...
ve bir anda Türkiye sularından Yunanistan sularında bulduk kendimizi...
ne enteresandır ki çook uzaklarda bir ada görüyorsunuz, biliyorsunuz ki ülkeniz orası, Marmaris orası...
ama siz Yunanistan'da bambaşka insanlarla, bambaşka dilde konuşan, eğlenceli, komik, değişik bir yerdesiniz...
araba var ama çok çok az...
genel olarak scooter ve ATV'ler geziyor etrafta...
bir de tabiki boy boy tekneler var...
herkes bir şekilde bu adaya geliyor...
neyse sonunda iniyoruz adaya...
başlıyoruz etrafı gezmeye...
zaten ada turumuz neredeyse 1 saatte bitiyor.. :)
bence adanın en güzel otelinde kalıyoruz... butik bir otel...
otelde değil sanki ev kiralamışız gibi... herkesin kendi evi var... evimizin anahtarını alıyoruz... balkonumuz, bahçemiz, mutfağımız, salonumuz, odamız var... evcilik gibi...
bende evin içinde çocuk gibiyim :) sürekli fotoğraf çekmeye başladım... ölümsüz olsun istiyorum gördüğüm her yer!
neyse giyiniyoruz... çıkıyoruz...
çok meşhur bir yere yemeğe gidiyoruz - orayı ayrıca yazacağım ;)
ardından herkes evlerine dağılıyor ama biz istemiyoruz...
gezelim görelim istiyoruz... müzik gelen yerler duyuyoruz...
müziğin geldiği yere doğru yürüyoruz... bir yerde oturuyoruz..
biraz biz de içiyoruz (yemek de zaten içmişiz, devam ediyoruz!)
tepemize bakıyoruz yıldızlarla dolu... yarın güneşli olacak diyoruz...
bir de görüyoruz ki bugün dolunay!...
acaba şu kumların olduğu yerden gece karanlığında girsek mi suya diyoruz?
hadi hadi hadi diyerek birbirimizi gaza getiriyoruz...
sonra vazgeçiyoruz hem kafamız dönüyor, hem üşüyoruz :) pişman da olmuyor değilim hani... ama olsun bir dahakine diyorum!
bir dahakine mutlaka giricem o suya! (demek ki bir daha mutlaka gelicem buralara!)
ertesi gün oluyor... muhteşem bir güneşle uyanıyoruz...kahvaltı ediyoruz...
ATV kiralayıp bir de şu tepelerde neler var görelim diyoruz...
geziyoruz.. geziyoruz..
ATV aynasında bizden bir goruntu :
sonra yorulup deniz molası veriyoruz bir plaja giriyoruz...
sonra doyurucu, nefis bir öğle yemeği yiyoruz...
bir de bakmışız ki Marmaris'teyiz..!
rüya mıydı?? diyorum...
bitti mi şimdi?
iyi ki elimde bu resimler kalmış... gerçekti biliyorum...
doyamadan bitti, tadı damağımda kaldı diyorum...
Yorum Gönder