New York...
nereden başlasam, nasıl anlatsam size bu şehri?
bence görmeyen herkesin ama dünyadaki herkesin görmesi gereken bir şehir!!
şehir, nefes alıyor ve hiç durmuyor.
tıpkı bizim gibi, bir kalbi var ki sürekli atıyor...
ve biz ölsek bile o yaşamaya devam edecek...
bu çok önemli değil mi??
birçok filmin, dizinin, şarkıların, şiirlerin çıkış noktası olan, ilham kaynağı olan bir şehir...
şehir, insana gerçekten ilham veriyor.
bir plato üzerine kurulu olduğu için dümdüz...
hiç yokuş yok.
biz istanbul'u gördükten sonra dünya böyle zannediyoruz... fakat degil.
dümdüz. ve her sokak bloklar halinde.. bu yüzden 40 blok yürüsen bile gidecegin yere yürüyerek gidebliyorsun. çünkü dümdüz bir yolda yürüyüş bandında yürür gibi yürüyorsun.
bunlar bir yana...
benim sevgilimle ilk gittigim tatildi. bu yuzden de ayrı önemi var benim için.
daha ilk gündü..
broadway'den yürümek istedik tüm sokağı..
birine sorduk hangi yönden yürüyelim diye..
adam dedi ki ama çok yürüyeceksiniz biliyorsunuz degil mi?
tam 90 blok yürüdük...
ayaklarımız mı şişmedi, arada sırada parklara girip oturmadık mı? oturduk...
fakat çok keyifliydi.. ilk günden, son günümüze kadar muhteşemdi!
ve tabi bazı insanlar şehri çok yorucu, trafikli, yoğun, karmaşalı, gürültülü bulsa da ben tüm bunları sevdiğim için bu şehre aşık oldum! - istanbul'u da bu yönleriyle sevmiyor muyuz??
size mutlaka gidin! diyecegim yerlere baslayacagim simdi...
sadece bir NYC girisi yapmak istedim :)
Frank Sinatra'nın da dedigi gibi :
"I want to be a part of it New York, New York!!!"
hatta bir de Carrie Bradshow ekliyorum :
"GOD!! I miss New York...!"